Çılgın Projelere İhtiyacımız Var

Taze konu; medya ve vatandaşın dilinde “ÇILGIN PROJE” dolaşıyor.
İstanbul`un içinde bir ada ve iki yarım ada olması anlatılıyor. Projeyi sunanlar başta olmak üzere, destekleyen bir çok insan olduğu gibi, yaşadığı yerle alakalı, kökten değişiklikler için, bize sorulmadı, düşüncemizi almaya bile gerek görmediler, bu nasıl demokrasidir, diye serzenişte bulunup, projenin adı gibi ÇILGIN`lıktan başka birşey olmadığını söyleyenlerde var.

Bizlermi çılgınız, yoksa, projelerimiz mi çılgın bilemiyorum ama, birşeyleri yapmak istediğimizde, kafaya koyduğumuzda sonuna kadar gitmeye çalışan bir millet coğrafyasında yaşadığımızdan eminim.

İstanbula, “kanal istanbul” kuruluyor, bir türkiye projesi olmasından çok dünya projesi gibi geliyor banada.
Belkide “deprem istanbul”`a hazırlıktır. Kim bilir, istanbuldaki çarpık kentleşme ve olası bir depremde büyük oranda yok olabilecek istanbula modern yeni bir şehir düzenlemesidir. Belkide istepnedir. Olası bir depremde istabulun yok olmadan hayatını devam ettirebilmesi içindir.

“Kanal İstanbul” için 13 milyon yıl önce zaten boğaz ordan akıyordu diyenlerde var. Böyle birşey varsa zaten değerlendirilmeside çok doğru bir hareket olabilir. Biliyoruz ki, doğa, eninde sonunda kendi yoluna geri döner, doldurulan sahilleri deniz yutar, değiştirilen suların yataklarına sular geri döner.

“Kanal İstanbul” Yeni bir şehir olacaksa, söylendiği gibi istanbul iç içe yeni şehirleşmelere gebe. Bu şehirleşmeler istanbul`u iki ye bölermi, iki büyük şehir belediye başkanı olur mu? Karşının karşısına kurulmaya çalışılan bu kanal nedeniyle, karşı da iki karşı olurmu, bunlar nasıl adlandırılır, bunlarda merak konusu olmuş bile.

Tabi herşeyi bitirdik çocuğu yaptık, isim bulma ve yönetmesi kaldı.
Varsın olsun çilgin proje projedir ihtiyacımız var.

Çok yakında karadeniz`in suyunu buharlaştırıp, karadenizi yerleşime açacağız toki yapılanması devam edecek şeklinde projeylerle karşımıza gelinirse şaşırmayalım.