Kahkaha

Bayıldım

Cool

Kızgın

Mahcup

Öğretici

Şaşkın

Suskun

Tatlı

Üzgün

Süper

Wikileaks Belgeleri Yayınlandı

Ana Sayfa » Haber » Wikileaks Belgeleri Yayınlandı
Wikileaks Belgeleri Yayınlandı

wikileaks_belgeleri

wikileaks_belgeleri

New York Times gazetesi, dünyada büyük merakla beklenen internet sitesi WikiLeaks`in sızdırdığı “gizli devlet” belgelerini yayınlayan ilk kuruluş oldu. İşte çarpıcı ayrıntılar:Amerikan New York Times gazetesinin açıkladığı belgelerde sarsıcı bilgiler var.

Gazete, belgelerdeki bilgileri özetler halinde okuyucularına duyurdu.

Gazeteye ulaşan Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı belgelerinde, birçok dünya liderinin sarfettiği sözlerden terörizme ve nükleer silahların yayılmasına kadar bir çok gizli bilgi yer alıyor.

Belgelere göre, El-Kaide gibi terör örgütlerinin başlıca finansörü bazı Suudi vatandaşlar.

Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerine ait bilgisayarlara karşı yapılan sabotajların arkasında da Çin hükümetinin ajanları bulunuyor.

Belgeye göre, Suudi kralı, Amerika Birleşik Devletleri`nden bir an önce İran`a saldırmasını istemiş.

Beyaz Saray`dan yapılan açıklamada ise, site, “düşüncesizce ve tehlikeli bir harekette” bulunmakla suçlandı.

Beyaz Saray, Wikileaks`in, yayınlattığı belgelerle, Amerikalı diplomatların, istihbaratçıların ve demokratik aktivistlerin hayatını tehlikeye attığını ileri sürdü.

İddiaya göre Aliyev, Türkiye?ye ?Rusya ile aramızı neden bozuyorsun? demiş..

Wikileaks Belgelerinde Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Başbakan Erdoğan İlginç Şekilde İfade Edilmiş

WikiLeaks adlı internet sitesi, ABD Dışişleri Bakanlığı?na ait olan gizli belgeleri açıkladı. Belgelerde, dünya liderleriyle ilgili ifadeler göze çarpıyor.. Erdoğan ve Davutoğlu için ilgili bakın nasıl tanım yapılmış:

Belgeler, Amerikan New York Times, İngiliz Guardian, Fransız Le Mond ve İspanyol El Pai gazeteleriyle Alman Der Spigel dergisinde eş zamanlı olarak yayımlandı.

ABD Dışişleri`nin 2004 yılından 2010?un Mart ayına kadarki 250 bin diplomatik gizli yazışmasında, Türkiye dahil Washington`ın müttefiki ülkeler ve liderlerine yönelik ağır eleştiriler yer alıyor.

Belgelerde Amerikalı diplomatlar bir ortak olarak Türkiye?nin güvenilirliğine ilişkin şüphelerini dile getirirken ve bu kapsamda Başbakan Erdoğan ve danışmanlarına yönelik olumsuz ifadeler yer alıyor.

Türkiye?nin gelecekte İslam devleti olma yolunda ilerlediği ve Avrupa Birliği?ne üye olamayacağı yönündeki görüşler de belgelerde yer alıyor.

Belgelerde, dünya liderleriyle ilgili ifadeler şöyle:

Suudi Kralı Abdullah`ın İran`a saldırması için Washington?a sık sık telkinde bulunduğu ifade edilirken,

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad “dengesiz ve deli”,

Afganistan Devlet Başkanı Karzai “paranoyak”,

Almanya Başbakan Merkel ise “risk almaktan kaçınan bir lider? olarak nitelendiriliyor.

Ayrıca, Libya lideri Kaddafi`nin Ukraynalı bir hemşireyle ilişkisi olduğu belirtiliyor.

ABD?li diplomatlara göre Başbakan Erdoğan, işkolik, mükemmeliyetçi ve işkolik, despot değil..

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu için de “müthiş, tehlikeli ve deli” tanımı dikkat çekti..

Putin için “seksi”

Merkel için de “teflon” lakabı takılmış.

Suudi Arabistanlı bazı mali kaynaklar terör örgütlerini besleyen kaynak olarak gösterildiği, Çin hükümetinin bilgisayar sabotajlarıyla ABD`yi hedef aldığının kaydedildiği belgelerde, nükleer silah sahiplerinin geliştirdiği programlar da yer alıyor.

Gizli belgelere göre Azerbaycan, Türkiye`nin enerji merkezi olmasını istemiyor..

Arap Liderler İran`ın Vurulmasını İstedi?

Fransız Le Monde gazetesi de, büyük merakla beklenen internet sitesi WikiLeaks?in sızdırdığı ?gizli devlet? belgelerini yayınladı. Belgelerde Arap liderlerin ABD?ye ?İran?ı vurun? isteğinde bulundukları iddia edildi.

Gazetede yer alan gizli bilgilere göre, Arap ülkeleri liderleri İran?ı sevmiyor ve tehdit olarak görüyor.

Belgelerde, Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz, 2009 yılında ABD Başkanı Barack Obama`nın terörle mücadele danışmanı John Brennan`a, “İranlılara güvenilmez. İran maceracı bir ülke ve hedefi sorun yaratmak. Allah İran`ın günahlarından bizi korusun” ifadesini kullandığı belirtiliyor.

Suudi Arabistan Kralının, İran için ?yılanın başını kesmek gerekir? ifadesini kullandığı da yine belgelerde yer alıyor.

Yine Kralın, Amerikalı General James Jones?la yaptığı 11 Şubat 2010 tarihli görüşmede, ?eğer İran nükleer silaha sahip olursa, bölgedeki bütün ülkeler de nükleer silaha sahip olur? dediği belirtildi.

BAHREYN KRALI

Bayreyn Kralı Hamad Al-Khalifa`nın, 1 Şubat 2009 tarihinde, Amerikalı General David Petraeus`a, “İran`ın nükleer programının durdurulması gerekir” dediği de yer alan gizli belgelerde, “Arap ülkelerinin tamamının, İran`ın nükleer programıyla ilgili olarak endişe taşıdığı” ifade edildi.

Le Monde gazetesi, söz konusu belgelere dayanarak, Abu Dabi Prensi Muhammed bin Zayed`i bu liderler içinde en kararlısı olarak gösterdi.

Belgelere göre, Amerikalı General Mullen, bin Zayed ile görüşmesine ilişkin olarak 9 Şubat 2010 tarihinde merkeze telgraf çekti. Telgrafta, Zayed`in, “İran`ın nükleer sitelerine karşı havadan saldırıların yetersiz olduğu ve karadan da saldırmak gerekir” dediği belirtildi.

Katar Emiri`nin Amerikalı senatör John Kerry ile yaptığı görüşme de, 14 Şubat 2010 tarihinde merkeze geçilen telgrafla açığa çıkıyor. Bu görüşmede Katar Emiri`nin, “İranlıların söyledikleri yüz kelimeden sadece birisine inanın” ifadesini kullandığı bildirildi.

Kahire`de bulunan bir Amerikalı diplomatın Şubat 2009`da çektiği telgraflarda da, Mısır Devlet Başkan Hüsnü Mübarek`in İran`dan son derece nefret ettiği ve Mübarek`in İranlılar için “yalancı oldukları ve onlara inanılmaması gerektiğini” söylediği kaydedildi.

Yine aynı belgelerde, Ürdün Meclis Başkanı Zeid Rifaiu`nun da, Amerikalılara, “İran`la diyalogla hiçbir yere varılamaz” dediği kaydediliyor.

Wikileaks internet sitesi tarafından sızdırılan belgeler  “İran`ın nükleer sitelerine karşı havadan saldırıların yetersiz olduğu ve karadan da saldırmak gerekir” dediği belirtildi.

Katar Emiri`nin Amerikalı senatör John Kerry ile yaptığı görüşme de, 14 Şubat 2010 tarihinde merkeze geçilen telgrafla açığa çıkıyor. Bu görüşmede Katar Emiri`nin, “İranlıların söyledikleri yüz kelimeden sadece birisine inanın” ifadesini kullandığı bildirildi.

Kahire`de bulunan bir Amerikalı diplomatın Şubat 2009`da çektiği telgraflarda da, Mısır Devlet Başkan Hüsnü Mübarek`in İran`dan son derece nefret ettiği ve Mübarek`in İranlılar için “yalancı oldukları ve onlara inanılmaması gerektiğini” söylediği kaydedildi.

Yine aynı belgelerde, Ürdün Meclis Başkanı Zeid Rifaiu`nun da, Amerikalılara, “İran`la diyalogla hiçbir yere varılamaz” dediği kaydediliyor.

Wikileaks internet sitesi tarafından sızdırılan belgelere göre Türkiye ile ilgili oldukça ilginç iddialar göze çarpıyor..

ERDOĞAN-BAŞBUĞ İLİŞKİSİ

Bir ABD`li diplomat “Başbakan Erdoğan, üste çıktı genelkurmay başkanı İlker Başbuğ bu durumla yaşamayı öğrendi” dedi.

TÜRKİYE İSLAM DEVLETİNE DOĞRU GİDİYOR

Türkiye`nin gelecekte İslam devleti olma yolunda ilerlediği yönünde raporlar sunulmuş.

HAMAS DESTEĞİ FAYDASIZ

Belgelerde, Türkiye`nin Filistin-İsrail ilişkilerinde Hamas`a destek vermesinin, bölgedeki diğer ülkelerin bu durumda Hamas`a destek vermemesi Türkiye`ye fayda sağlamayacağı düşünülüyor..

EKSEN KAYMASI ENDİŞESİ

Amerikalı diplomatlar Türkiye`nin muhtemel bir eksen kaymasından endişe duyduklarını raporlarına yazmışları..

İRAN-SURİYE YORUMU

Türk diplomatların “Suriye`yi İran yörüngesinden çıkarttık” sözleri dikkat çekti..

ABD DAHA MÜDAHİL OLMALI

Türkiye`nin Kıbrıs sorunu çözümünde ABD`nin daha çok müdahil olmasından yana..

SUUDİLER RÜŞVET VERİYOR

Türkiye, ABD`ye Suudilerin Irak`taki partilere rüşvet vermesini bildirmiş..

TÜRKİYE TAKINTILI

Gizli belgelerde İsrail-Suriye görüşmelerinde Türkiye`nin tavrının takıntılığı olduğu belirtiliyor..

İRAN`LA SADECE TÜRKİYE

ABD`li diplomatlar İran`ın nükleer silah üretiminden vazgeçirmek için sadece Türkiye`nin açık ve eleştirel konuşabileceğini rapor etti.

MOSSAD`IN DARBE HAYALİ

İsrail istihbaratı MOSSAD`ın şefi, “Türkiye`de AK Parti iktidarıyla İslamclık hızlı bir yükselişe geçtiği ve ordunun bu duruma daha ne kadar sessiz kalacak, İslamcılar, laikliğin kuyusunu kazıyor” demiş.

TÜRKİYE MALİKİ`DEN MEMNUN DEĞİL

Hükümet, Irak Başbakanı Maliki`den memnun olmadığını bildirmiş.

AK PARTİ RAPORU HAZIRLANDI..

ABD`nin eski Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, AK Parti`nin gizli İslami gündemi konulu rapor hazırlayıp ABD`ye sundu.

ANKARA GEREKENİ YAPMADI..

Amerikan yönetimi Türkiye`nin İran`ı uyarmasını istedi.. Ancak Türkiye bunu yapmadı..

AZERİLER TÜRKİYE`DEN RAHATSIZ

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Enerji Bakanı Taner Yıldız`a “Rusya`yla ilişkilerimizi neden bozuyorsununuz.. Nabucco projesine gerçekten ihtiyacınız var mı?” diye sormuş..

Yine Aliyev, Türkiye`nin İsrail ile yaşadığı sorunlar nedeniyle yeni dış politika çizgisinden rahatsız..haber7

ERDOĞAN AYRINITISI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için ” Atatürk`le aynı idealleri paylaşan bir harekette liderlik ediyor ve “İşkolik, inatçı, mükemmeliyetçi ve despot değil”

DAVUTOĞLU RAHATSIZLIĞI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu`nun Neo Osmanlıcılık çizgisi ABD`yi rahatsız ediyor..

ORDUNUN 2 NUMARASI

Türkiye`de ordunun 2 numaralı ismi “İsteseydik 2007`de tankları yürütürdük” dedi..

Türkiye`den bir gazeteci TSK`da İslamcı avının yöntemlerini ABD`li yetkililere anlatmış.

ARINÇ İÇİN BİLGİ İSTENDİ

ABD yönetimi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç`a suikast iddiaları için Ankara`dan bilgi edinmek istedi..

TÜRKİYE`NİN AB`YE GİRME OLASILIĞI ZAYFI

Yine raporlarda ABD`li diplomatlarıın rapolarına göre “Türkiye kısır döngü içinde.. AB`nin istediği reformları yapamıyor.. AB`ye girmeleri zor” dediği görüldü..

TÜRKİYE`NİN OSMANLI DURUŞU RAHATSIZ EDİYOR

ABD için en büyük problem Türkiye`nin Osmanlı duruşu

ABD`nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey`in kaleme aldığı 20 Ocak 2010 tarihli “Türkiye`nin yeni dış politikasının altında ne yatıyor?” başlıklı belgede, “ABD için en büyük potansiyel stratejik problem, Türklerin Balkanlar`da ve Ortadoğu`daki yeni Osmanlı duruşudur” deniliyor.

Belgede, “Bu “geçmişe dönüş” hareketi, Davutoğlu`nun Saraybosna konuşmasında apaçık belliydi. Türkler, bu eğilimi daima problemler çıkaran can sıkıcı yerel aktörlere de hissettiriyor. Başarılarına ve göreceli güçlerine rağmen Türkler, bölgesel liderlerle (Balkanlar`da Avrupa Birliği, Kafkaslar`da ve Karadeniz`de Rusya, Ortadoğu`da Mısır, Suudi Arabistan ve hatta İran) gerçekten rekabet edemez. Aksiyona dahil olmak isteyen Türkler, ezilen ya da baskı gören bir grup bularak, (mesela bir Siladjcic, Mish`al ya da Ahmedinejad) “hile” yapmak zorundalar” iddiaları yer alıyor.

Türkiye`nin yeni dış politikasının, kendileri için “karışık bir çanta” olduğunu vurgulayan Jeffrey, şu ifadeleri kullanmış: “Bölgesel ağır sorunları omuzlamak ABD`nin istenen hedefidir, ancak bu beraberinde kesin bir kontrol kaybını da getiriyor. Afganistan, Pakistan, Irak ve NATO gibi bizim için azami derecede önemli konular ele alındığında Türkiye çok önemli ve kritik bir müttefik. (Bununla birlikte Türkiye`nin Füze Savunma sistemi konusundaki lider rolü hiç kolay olmayacak). İncirlik ve Habur sınır kapısı ile Irak ve Afganistan operasyonlarında Türk hava sahasını kullanmak bizim için zaruri.”

James Jeffrey, İsrail ” Türkiye ilişkilerinin ciddiyetini koruduğunu belirterek, “Eğer Türkler, kendilerinin de istediği gibi Suriye`yi İran`dan uzak tutmaya çalışırlarsa ve protokollerde gerçek başarıya ulaşırlarsa bu hepimizin yararına. Ancak, İran konusu farklı bir hikaye. Türkiye`nin İran`la ilişkileri, diğer ülkelerle olan tarihi ilişkilerinden biraz daha karışık. Bazı iç siyasi kaygılar Türkiye`yi yanlış yöne yönlendiriyor” ifadelerini kullanmış.

BELGELERDEKİ GENİŞ AYRINTILAR

Wikileaks uzunca bir süredir merakla beklenen ABD Dışişleri Bakanlığı`na ait belgeleri bu gece yayımladı. Belgeler, 2004 yılından bu yılın Mart ayına kadar yapılan 250 bin adet diplomatik gizli yazışmayı içeriyor.

Wikileaks, internet sitesinin uğradığı saldırı nedeniyle belgelerin İngiliz Guardian, ABD`li New York Times, Alman Der Spiegel, İspanyol El Pais ve Fransız Le Monde tarafından yayınlandığını duyurdu.

Guardian`ın internet sitesine koyduğu belgelerde Türkiye ile ilgili de çok sayıda bilgi yer alıyor. Bunlar arasında İsrail?in Türkiye?nin uyguladığı politikalardan duyduğu rahatsızlığı ABD`ye iletmesi yer alıyor.

Ayrıca, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev`in de Türkiye`nin bir enerji merkezi olmaması için Rusya ile gaz anlaşması yaptıklarını söylediği de belirtiliyor. Belgeler arasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu`nun ABD`li yetkililerle yaptığı görüşmelerin tutanakları da bulunuyor.

Elde edilen belgeler arasında Ankara`dan gönderilenler sayı olarak en üst sıralarda yer alıyor. Guardian?ın sitesine göre, Wikileaks, Ankara`dan Washington`a gönderilen 7 bin 918 belgeyi ele geçirdi.

Belgelerin Türkiye ile ilgili bölümlerinin detayları:

İSRAİL
`İN ENDİŞESİ

“31 Ağustos 2007 tarihli bir belgede, aynı yılın 17 Ağustos günü İsrail gizli servisi Mossad?ın Başkanı Meir Dagan ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Burns arasında yapılan toplantının tutanağı görülüyor.

Toplantıda iki yetkilinin Ortadoğu?daki son durumu ele aldıkları ve özellikle İran konusunun üzerinde durdukları ortaya çıktı.

Tutanağa göre, Dagan, Burns?e Türkiye?ye baktığı zaman ülkedeki İslamcıların giderek ivme kazandıklarını gördüğünü söyledi.

Belgede, “Dagan burada sorulması gereken esas sorunun kendisini Türkiye”nin laik kimliğinin savunucusu olan ordunun bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağı olduğunu ifade etti” denildi.

Yine aynı belgeye göre, İran`la ilgili olarak Dagan, güç kullanarak rejim değişikliğine gidilmesi için daha fazlasının yapılması gerektiği yönündeki görüşünü dile getirdi.

” 25 Şubat 2010 tarihli Azerbaycan ile ilgili bir başka belgede de Türkiye?nin bahsi geçiyor. Belgede, Azerbaycan Devlet Başkan İlham Aliyev”in ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Bill Burns ile yaptığı görüşmenin detayları yer alıyor.

Belgede, Aliyev`in Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile Başbakan Vladimir Putin arasındaki ilişkiyi tanımlarken “kaba bir sokak ağzını” kullandığı belirtildi.

Aliyev`in Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşma süreci ve Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili görüşlerini dile getirirken de aynı üsluba başvurduğu ifade edildi.

Belgede, “Aliyev, Burns`e 24 Nisan`ın Dağlık Karabağ sürecinin yanı sıra Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecinin üzerinde “Demokles`in Kılıcı” gibi sallandığını söyledi” denildi.

Aliyev`in ayrıca Türk-Ermeni normalleşme sürecinin Dağlık Karabağ konusunda ilerleme kaydedilmesi için Nisan ayından sonra ele alınması önerisi yaptığı da vurgulandı. Aliyev, ayrıca Karabağ konusunda daha da esneklik göstereceklerini söyledi ancak ABD`den Ermenistan üzerindeki baskıyı artırmasını istedi.

Belgede Aliyev`in Putin ile Medvedev arasında bir çekişme olduğunu hissettiğini söylediği de yer alırken, “Aliyev, (kaba bir sokak ağzı kullanarak) Azericede bir deyim vardır: İki kelle bir tencerede pişmez” denildi.

Görüşmede Burns, ABD`nin Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinin Erivan`ın Dağlık Karabağ konusunda daha esnek hareket etmesini sağlayacak siyasi bir zemin yaratacağını düşündüğünü söyledi.

Aliyev, İran`la ilişkilerini “gergin ve istikrarsız” olarak tanımladı. Azeri lider ayrıca, İran`ın Azerbaycan`a yönelik siyasi provokasyonlarının sürdüğünü de ifade etti.

“NABUCCO`YA İHTİYACINIZ VAR MI”?

Toplantıda enerji konusu da ele alındı. Aliyev Türkiye`nin “yapıcı bir tutum” sergilemesi durumunda gaz geçiş anlaşmasının yapılabileceğini de ifade etti. Aliyev`in bahsettiği anlaşma Haziran ayında imzalandı.

Belgede, “Aliyev, Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız”ın kısa bir süre önce Azerbaycan devlet petrol şirketinin başkanına “Neden Rusya ile ilişkilerinizi bozuyorsunuz ki” Nabucco`ya gerçekten ihtiyacınız var mı?” dediğini de söyledi” denildi.

TÜRKİYE
`NİN ENERJİ MERKEZİ OLMASINI İSTEMEDİK

Aynı belgede dikkat çeken bir diğer nokta da Aliyev`in ABD?li yetkiliye Rusya`gaz satma anlaşmasının detaylarını aktarması oldu. Belgeye göre Aliyev, bu anlaşmanın “Türk dostlarımıza” doğalgaz dağıtım merkezi yaratmasına izin verilmeyeceğini göstermek için yapıldığını ifade etti.

Belgede, Aliyev, Erdoğan hükümetinden “haz etmediğini” de söyledi.

” 17 Kasım 2009 tarihinde Ankara`da yapılan ve dönemin ABD Büyükelçisi James Jeffrey tarafından gizli belge statüsünde gönderilen tutanakta, Philip Gordon ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında yapılan ve İran`ın nükleer programını konu edinen bir görüşmenin detayları yer alıyor.

12 Kasım`da yapılan ve 40 dakika süren görüşmede Gordon, Davutoğlu`nu Ankara`nın arabuluculuk çabalarının faydalı ya da mantıklı olmadığına ve İranlılara ciddi müzakerelere başlamadan zamanla oynama şansı verdiğine ikna etmeye çalıştı.

İRAN
`A İÇERİDE ELEŞTİRİ, DIŞARIDA SICAK MESAJ

Davutoğlu İran hükümetinin kamu önündeki tavrını bir kez daha dile getirirken, “İranlıların P5+1in önerilerine prensipte evet dediğini ancak kamuoyunun algısını düzeltmek zorunda olduğunu” aktardı. İran`ın nükleer silah sahibi olması durumunda yaşanabileceklerle ilgili olarak Davutoğlu Türkiye`nin “elbette” bu riskin farkında olduğunu, tam da bu sebepten İranlılarla bu kadar yakından çalıştıklarını söyledi.

Gordon, Başbakan Erdoğan`ın açıklamalarının Türkiye`nin meseleyi nasıl gördüğüyle ilgili soru işaretleri yarattığını söyleyince Davutoğlu bunun farkında olduğunu ancak Guardian`ın son röpotajında Erdoğan`ın söylediklerini doğrudan aktarmadğını belirtti. Davutoğlu, “Sadece Tükiye İran”la açık ve eleştirel bir dille konuşabilir, çünkü Ankara kamuoyu önünde dostluk mesajları vermektedir? dedi.

Gordon, Ankara`dan yaptırımların dikkate alınmaması durumunda olabileceklerle ilgili güçlü bir mesaj vermesini istedi. Davutoğlu ise Erdoğan`ın Tahran ziyaretinde bu mesajı zaten verdiğini belirtti. Türkiye`nin dış politikasının bölgeye bir “adalet duygusu” ve “vizyon duygusu” verdiğini, İran`a ve Suudilere bir alternatif olduğunu ve “bölgede İran etkisini sınırlandırdığını” söyledi.

BÖLGE İRAN
`DAN KAYGILI

“25 Şubat 2010 tarihli bir başka tutanak ise 18 Şubat tarihinde William Burns`le Feridun Sinirlioğlu arasında yine Ankara`da yapılan bir görüşmenin içeriğiyle ilgili. Toplantıda İran`dan Ermenistan protokollerine, PKK`dan Kıbrıs görüşmelerine ve füze savunma sistemine kadar birçok konuda değerlendirmeler var.

İran: Sinirlioğlu Ankara`nın resmi tavrını yinelerken askeri operasyonun Türkiye`ye zarar vereceğini, yaptırımların ise İran halkının kenetlenmesine yol açarak muhalefete zarar vereceğini söyledi. Sinirlioğlu bölge ülkelerinin İran`ı bir tehdit olarak gördüğünü belirterek, “Şam`da bile alarm zilleri çalıyor” dedi.

Ermenistan: Sinirlioğlu protokollerin onay süreciyle Minsk süreci arasında eşzamanlılık istedi. Kongre`nin “soykırım” tasarısını kabulünün onay sürecindeki hesapları çıkmaza sokacağını söyleyen Sinirlioğlu, “Aliyev`in kabul edeceği bir şey olursa biz de ilerleyebiliriz” dedi. Sinirlioğlu, gaz anlaşmasıyla ilgili olarak da “Bize güvenmiyor” dedi.

Irak: Ankara Başbakan Maliki?den memnuniyetsizliğini dile getirerek, “kontrolden çıkma`ya eğilimli olduğu korkusunu ifade etti. İran`ın bölgede kontrol sağlama çabalarını eleştiren Sinirlioğlu Suudi Arabistan`ın da bölgedeki partilere para verdiğini söyledi.

7 Mart seçimlerinden sonra Irak`ın gaz alanlarının Türkiye`yle bağlanması için girişim başlatacaklarını anlatan Sinirlioğlu İran`ın boru hattına muhalif olduğunu savundu. İkinci bir botu hattı fikrini ortaya atan Sinirlioğlu bunun barışa da katkı yapacağını belirtti.

Odierno`nun ziyaretini öven Sinirlioğlu terörist PKK`ya karşı Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi`yle belirledikleri hareket planının daha fazla işbirliği getireceğini umduklarını vurguladı.

İsrail: Burns`un gerginliğe temas etmesi üzerine Sinirlioğlu sorunun “iki taraflı değil genel” olduğunu söyledi ve bölgenin rahatsızlığını barış sürecindeki tıkanmaya bağladı.

Askeri işbirliği, ticaret gibi alanlarda ilişkilerin sürdüğünü turizmde ciddi gerirleme yaşandığını belirtti. Burns Türkiye`nin aracılığıyla yapılabilecek yakınlaşma görüşmelerinin barış sürecine önemli katkı yapacağını söyledi.

TÜRKİYE SARKOZY`DEN MEMNUN DEĞİL

Suriye: Sinirlioğlu Türkiye`nin diplomatik çabalarının Suriye`yi İran`ın yörüngesinden çıkarmaya başladığını söyledi. “Çıkarları ayrılıyor” dedi. İsrail`in Türkiye`görüşmelerde arabulucu kabul etmesi durumunda, Sinirlioğlu, İran`ın daha da yalnızlaşacağını belirtti.

AB, Kıbrıs, Yunanistan: Sinirlioğlu, Sarkozy`nin Türkiye`nin üyeliğine muhalefetinin Hıristiyan Avrupa`yla Müslüman dünyası arasındaki kültürel ayrımı derinleştirdiğini söyledi.

Sinirlioğlu Papandreu`nun Erdoğan`a yazdığı mektubun üzerine Türkiye ile Yunanistan arasında yeni görüşmelerin başlayacağını söyledi.

Görüşmede ayrıca Afganistan, Pakistan, Hindistan, Bosna konuları konuşuldu.

İkili Avrupa ilişkileri ve NATO: Türkiye`nin Sarkozy`den memnuniyetsizliğini yineleyen Sinirlioğlu Belçika ve Danimarka`nın PKK`ya yakın örgütleri baskı altına almaktaki gönülsüzlüğünden şikayet etti. Türkiye?den bir ismin NATO Genel Sekreter Yardımcısı olması yönünde ABD Başkanı`nın sözünü hatırlatan Sinirlioğlu, onun yerine çok hak etmeyen bir Alman`ın seçildiğini söyledi ve “Rasmussen`le Merkel arasında bir anlaşmadan şüpheleniyoruz” dedi. Sinirlioğlu,” Size güvendik de Rasmussen`in seçilmesine izin verdik” dedi.

Savunma kalkanı: Sinirlioğlu projeyle ilgili Rusya`nın tepkisini sordu, Burns Rusların çok daha rahat olduğunu ve önce ikili sonra Rusya-NATO arasında görüşmeler yapmayı beklediklerini söyledi. Sinirlioğlu Erdoğan`ın Gates`le yaptığı görüşmede dile getirdiği İran tehdidinin öne çıkarılmaması talebini yineledi.

” 16 Eylül 2009 tarihli bir başka belgede de ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Gordon`un Fransa temasları yer alıyor.

Gordon, Paris`te Fransa Cumhurbaşkanlığı`nın Dış Politika Danışmanı Jean-David Levitte ile de biraraya geldi. Belgeye göre, yapılan görüşmenin ana gündem maddelerinden birisini Türkiye`nin AB üyeliği oluşturdu.

Levitte görüşmede, Fransa?nın Türkiye ile AB arasında bir “imtiyazlı ortaklık” kurulması yönündeki tutumunu değiştirmediğini söyledi. Levitte, Türk halkının bir gün Avrupa`nın parçası olmak yerine Avrupa ile Doğu arasında köprü olma görevine geri dönmek isteyeceğini umduklarını ifade etti.

TÜRKİYE
`NİN AB KISIR DÖNGÜSÜ

Gordon da Türkiye`nin bir kısır döngü yaşadığını, bir yandan reformları gerçekleştirmek isterken diğer yandan halkın AB`ye olan inancının azaldığını belirtti.

Belgede, “Levitte, Türkiye`nin üyeliği konusundaki yaşanabilecek en kötü senaryonun Türkiye`nin müzakere başlıklarını tamamlaması ama düzenlenecek referandumda Fransız halkının Türkiye`yi reddetmesi olacağını ifade etti” denildi. Levitte ayrıca bütün sorunlara rağmen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy`in Türkiye`nin bir dostu”  olduğunu ifade ettiği vurgulandı.

İTALYA
`NIN TÜRKİYE`YE ÖFKESİ

“8 Şubat 2010 tarihli bir belgede, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini`nin ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Gates ile yaptığı görüşmenin tutanağı yer alıyor.

Görüşmede, Frattini`nin Ankara`nın hem Avrupa hem de İran`a yüzünü çevirdiği “ikili oyundan” dolayı duyduğu öfkeyi dile getirdiği belirtildi.

” 26 Temmuz 2007 tarihli bir belgede de Ankara`daki ABD Büyükelçiliği`nin Başbakan Tayyip Erdoğan ile ilgili Washington`a geçtiği bilgi görülüyor.

Bu belgenin Erdoğan?ın ismi verilmeyen bir çalışma arkadaşıyla yapılan görüşme üzerine hazırlandığı belirtiliyor.

OTOKRATİK KURALLARI OLAN CÖMERT LİDER

Belgede, söz konusu kişinin Erdoğan`ı “demokratik” olarak nitelendirdiği ancak yaptığı genel tanımlamanın “çevresini katı otokratik kurallara göre yöneten cömert bir lidere” daha çok benzediği ifade edildi. Belgede ayrıca söz konusu kişinin Erdoğan`la çok yakın çalıştığı ve bu nedenle de söylediklerine güvenilebileceği vurgulandı.

Erdoğan`ı mükemmeliyetçi bir işkolik olarak tanımlayan belgede, Başbakan`ın yüzde 47 oy aldığı 2007 seçimlerinin ardından partisinin Merkez Karar Yürütme Kurulu`nda yaptığı konuşmada, bu sonucun yetmeyeceğini, İzmir ve Tunceli gibi yerlerden de oy alınması için çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyerek herkesi şaşırttığı ifade edildi.

Ayrıca Erdoğan`ın sağlığıyla ilgili olarak bilgi veren kişinin “mükemmel” tanımlamasını yaptığı da belirtildi.

“TÜRKİYE`NİN İKİLİ OYNADIĞINI, HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI”

WikiLeaks sitesinde yayımlanan gizli belgelere göre, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini`nin Roma`da ABD Savunma Bakanı Robert Gates`le yaptığı görüşmede, Türkiye`nin hem Avrupa, hem de İran`a açılımlar yapmasını “ikili oynamak” diye niteleyerek, “bu durumun kendisinde hayal kırıklığı yarattığını” söylemiş. haber7

İtalyan haber ajansları, Roma`da yapılan ikili görüşmenin ardından ABD`nin Roma Büyükelçiliği tarafından 8 Şubat 2010`da Washington`a gönderilen “gizli” damgalı telgrafta, “Frattini, Türkiye tarafından hem Avrupa`ya, hem de İran`a doğru açılımlar yapma suretiyle ikili oynanmasının özellikle hayal kırıklığına neden olduğunu ifade etmiştir” ibaresine yer verildiğini belirtti.

Telgraftaki değerlendirmeye göre Frattini, nükleer meselesinde İran`la yapılan görüşmelere, “Suudi Arabistan, Türkiye, Brezilya, Venezüela ve Mısır`ın da dahil edilmesini önerme`sinin yanı sıra, “Ortadoğu ülkeleri arasında İran konusunda gayri resmi bir toplantı düzenlenmesi` teklifinde de bulundu.

NEW YORK TIMES: BELGELERE GÖRE BM`DE GÖREVLİ AMERİKALI DİPLOMATLARDAN KUZEY KORELİ DİPLOMATLARLA İLGİLİ DETAYLI İSTİHBARAT ELDE ETMELERİ İSTENMİŞ

New York Times Gazetesi, Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan on binlerce gizli belgede, BM`de görevli Amerikalı diplomatlardan, tüm Kuzey Koreli diplomatlarla ilgili ayrıntılı istihbarat elde etmelerinin istendiğinin de yer aldığını bildirdi.

Gazete, Wikileaks tarafından sızdırılan, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton`un imzasının bulunduğu gizli diplomatik belgede, ABD`nin BM Daimi Temsilciliğinde çalışan diplomatlara, ABD`nin BM?de önem verdiği meselelerle ilgili öncelikli bilgi edinmeleri gerekli konuların sıralandığını yazdı.

ABD`nin, BM`de öncelik verdiği konuların başında gelen Kuzey Kore ve İran`ın nükleer programlarıyla ilgili olarak Amerikalı diplomatlardan bazı özel istihbarat bilgilerini elde etmeleri istenen belge 31 Temmuz 2009 tarihini taşıyor.

Belgeye göre Kuzey Kore konusunda ABD Dışişleri Bakanlığı, Amerikalı diplomatlardan, aralarında Türkiye`nin de bulunduğu tüm BM Güvenlik Konseyi üyelerinin, özellikle de diğer daimi üyelerinin (Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) Kuzey Kore`ye karşı yaptırım da içerebilen yeni karar tasarıları konusundaki plan ve niyetleri ile BM`nin Kuzey Kore`ye yaptığı gıda yardımı konusundaki görüşleri hakkında istihbarat toplamaları isteniyor. Bunun yanı sıra Amerikalı diplomatlardan, Kuzey Kore`nin BM Daimi Temsilciliğinde çalışan tüm diplomatlarla ilgili detaylı kişisel istihbarat elde etmeleri de talep ediliyor. Belgede diplomatlardan, Kuzey Kore`de görevli BM Kalkınma Programı (UNDP) yetkilisi hakkında ve bu kişinin Kuzey Kore yetkilileri ile ilişkileri konusunda detaylı bilgi edinmeleri de isteniyor.

“BELGELERDE KORE`NİN BİRLEŞMESİ İHTİMALİ ÜZERİNDE DURULDUĞU YAZIYOR”

New York Times Gazetesi, Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan on binlerce gizli belge arasında, Amerikalı ve Güney Koreli yetkililerin, Kuzey Kore`nin ekonomik sorunlarının ve siyasi geçiş sürecinin çökmesi durumunda, Kuzey Kore ile Güney Kore`nin birleşmesi konusu üzerinde durduklarını da yazdı.

Wikileaks tarafından sızdırılan belgelerin, ABD`nin gizli diplomatik kanallarının aydınlatılmasına yardımcı olduğunu belirten gazete, gizli belgelerin arasında aşağıdaki önemli konuların da yer aldığını kaydetti:

-Belgelere göre Amerikalı ve Güney Koreli yetkililer, Kuzey Kore`nin ekonomik sorunlarının ve siyasi geçiş sürecinin çökmesi durumunda, Kuzey Kore ile Güney Kore`nin birleşmesi konusu üzerinde durdular. Ayrıca Güney Koreli yetkililerin, birleşmiş bir Kore konusunda Çin`in endişelerini ortadan kaldırmak için Çin`e ekonomik teşvikler vermeyi düşündükleri de ortaya çıktı.

-Belgeler, ABD`nin, 2007 yılından beri Pakistanlı yetkililerden, ülkede bulunan bir nükleer araştırma reaktöründe bulunan yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumu kaldırmasını istediğini ancak bu konuda bir türlü başarıya ulaşamadığını ortaya koydu. Sızan belgelere göre ABD, Pakistan`ın söz konusu reaktöründe bulunan zenginleştirilmiş uranyumun yasadışı şekilde kullanılmasından korkarken, Pakistan ise uranyumu ortadan kaldırmaya yanaşmıyor.

-Belgelerde Amerikalı diplomatların, başka ülkelerin yetkilileriyle Guantanamo cezaevini boşaltmak ve tutukluları başka yerlere göndermek için pazarlık yaptığını ortaya koydu. Gizli belgelere göre Slovenya`ya, ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmek istiyorsa, öncelikle Guantanamo`daki cezaevindeki bir tutukluyu ülkesine alması gerektiği söylenirken, küçük ada ülkesi Kiribati`ye de Çinli Müslüman tutukluları alması için milyonlarca dolarlık ekonomik teşvik verilmesi teklif edildi. Aynı yönde teklifin “Avrupa`da önem kazanmak isteyen” Belçika`ya da yapıldığı belirtildi.

-Belgelere göre Çin`in en yüksek karar alma organı Politbüro, Google`ın Çin`deki bilgisayar sistemlerine girmek için uğraştı ve bu denemenin, Çin`in ABD`ye karşı yürüttüğü bilgisayar sabotaj kampanyasının bir parçası olduğu vurgulandı.

-Belgelerde Suudi Arabistan`daki bazı mali kaynakların El Kaide gibi Sünni militan grupları mali açıdan destekleyenlerin başında geldikleri belirtilirken Katar`ın terörizmle mücadelede bölgesindeki “en kötü ülke” olduğu da kaydedildi. Ayrıca belgelerde ABD`nin, Suriye`nin Lübnan`daki Hizbullah`a silah temin etmesini durdurmada başarısız kaldığı da ifade edildi.

-Roma`daki Amerikalı diplomatların 2009 yılında İtalyan bilgi kaynaklarına dayandırarak yazdıkları gizli bir belgede, İtalyan Başbakanı Silvio Berlusconi ile Rusya Başbakanı Vladimir Putin arasında “olağanüstü derecede yakın bir ilişki olduğu”, Berlusconi`nin Avrupa`da giderek Putin`in “sözcüsü” gibi davranmaya başladığı da belirtildi.

-Wikileaks belgelerine yer veren diğer gazetelerde de belirtildiği üzere, İran`ın nükleer programından büyük rahatsızlık duyan Suudi Arabistan Kralı Abdullah, ABD`den defalarca, nükleer programını yoketmek için İran`a saldırı yapmasını istedi, ayrıca ABD`ye “hala zaman varken yılanın başını kesmesini” tavsiye etti.

WIKILEAKS BELGELERİNDE RUSYA

Wikileaks internet sitesinde yayımlanan belgelerde Rusya ile ilgili binlerce rapora da yer verilirken, Rusya`nın gerçek bir mafya devleti olduğu ileri sürüldü.

Rus Kommersant gazetesi, sitede ABD`nin Rusya temsilciliklerinden 3 bin 458 belgenin yer aldığını belirterek, sözkonusu belgelerin 3 bin 376`sının Moskova, 48`inin St. Petersburg, ve 34`ünün ise Yekaterinburg`dan gönderildiğini kaydetti.

ABD`nin Moskova Büyükelçiliği`nin imzasıyla 8 mektup bulunduğu vurgulanan haberde, ABD`nin Rusya dışındaki temsilciliklerinde de Rusya ve Rus siyasetçilerle ilgili çok sayıda belgenin bulunduğu ve bu belgelerin 28 Aralık 1966 ile 28 şubat 2010 tarihlerini kapsadığı belirtildi.

Amerikalı diplomatların resmi yazışmalarında, Rus yetkililerin ve istihbarat birimlerinin yasadışı eylemlerinde mafya liderlerini kullandığı ileri sürülerek, “Rusya`nın gerçek bir mafya devleti” olduğu iddiasına yer veriliyor.

Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi arasındaki çok yakın ilişkilerin ABD`yi endişelendirdiği ifade edilen mektuplarda, iki lider arasında çok pahalı hediyelere, enerji alanında şaibeli anlaşmalara, tuhaf aracılara dikkat çekilerek, Berlusconi`nin her geçen gün Putin`in Avrupa`daki yansıması durumuna geldiği belirtiliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı William Burns`un, 2006 yılındaki Dağıstan`da yapılan bir düğüne atıfta bulunarak, “Dans eden çocuklara 100 dolarlık paralar atan alkollü misafirler” Dansçı çocuklar yerden en az 5 bin dolar topladı. Düğünün onur konuğu Çeçenistan Başkanı Ramazan Kadirov, geline 5 kilo altın hediye etti” ifadelerine yer verdi.

“MEDVEDEV ROBİN GİBİ”

Putin ve Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev arasındaki uyuma da geniş verilen belgelerden birinde, Medvedev hakkında, “solgun ve kararsız” ifadesi kullanılırken, bir başka belgede Medvedev`in “Batman`in (Putin) yanındaki Robin`i anımsatıyor” denildi.

Amerikalı diplomatlar mektuplarında Putin ve Medvedev`i kıyaslarken Medvedev`e yönelik sempatilerini dile getiriyor, Putin`in ise ülkede daha etkili olduğunu kaydediyorlar.

Belgelerde ABD`nin Paris Büyükelçisi Charles Rivkin, 16 Eylül 2009`da Washington`a gönderdiği mektupta, “Paris, gittikçe Putin`den her geçen gün daha farklı bir konum alan Medvedev`i yakından takip ediyor. Medvedev, Batılı güçlere karşı daha yakın görünüyor ve Rusya`nın sorunlarının modernizasyon ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde çözülmesi ilkesine daha yakın” diyor.

Der Spiegel gazetesindeki verilere göre merkeze gönderilen raporlarda dedikoduların da yer aldığı belirtilerek, bazı mektuplarda, “Medvedev`in eşi Svetlana, Putin ile Medvedev arasında gerilime neden oluyor”, “Svetlena hakkında sürekli dedikodular yapılıyor”, “Medvedev`e yeterince sadık olmayan diplomatların listesi bizzat Svetlena Medvedeva tarafından yapıldığı”  ifadeleri kullanılıyor.

“ALİYEV`E GÖRE, PUTİN-MEDVEDEV ÇATIŞMASI KAÇINILMAZ”

Yine belgelere göre ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Burns, 25 Şubat 2010 tarihli mektubunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yaptığı bir konuşmaya atıfta bulunarak, “Aliyev`in, Medvedev`i çağdaş ve aydınların yeni nesil temsilcisi” olarak gördüğünü, ancak kontrol edemediği kişiler tarafından kuşatıldığını söylediğini aktarıyor.

Aliyev`in “Medvedev`in herhangi bir kararı uygulamadan önce onay aldığını” ifade ettiğini belirten Burns, bundan da muhtemelen Putin`i kast ettiğini aktarıyor. Burns, Aliyev`in ayrıca Rusya`daki birçok üst düzey yetkilinin Medvedev`i lider olarak kabul etmediği görüşünü dile getirdiğini kaydediyor.

Burns`un, Aliyev`in Putin ve Medvedev ekipleri arasındaki ciddi çatışmanın birçok kanıtı olduğunu söylediğini belirterek, “Medvedev-Putin uyumu konusunda Aliyev, “Bir kazanda iki kelle kaynamaz” atasözünü kullanıyor. Aliyev, bu (atasözünün) kaba bir sokak dili olduğunu ve iki liderin (Putin ve Medvedev) eninde sonunda kavga etmek zorunda kalacağını savunuyor” dediği savunuldu.

İRAN`IN, LÜBNAN`DAKİ HİZBULLAH`A SİLAH VE ELEMAN GÖNDERMEK İÇİN İRAN KIZILAYININ AMBULANSLARINI KULLANDIĞI İDDİASI

Wikileaks`in yayımladığı Amerikan gizli diplomatik yazışmalarından oluşan belgelerden birinde, İran`ın, 2006`da İsrail ve Lübnan`daki Hizbullah arasındaki savaşta silah ve eleman göndermek için İran Kızılayına ait ambulansları kullandığı öne sürülüyor.

Dubai`den gönderilen 2008 yılına ait diplomatik mesajda, bir İranlı kaynağa dayanılarak, İran Devrim Muhafızları mensuplarının savaş sırasında Lübnan`a sızmaları için İran Kızılay örgütünü kullandıkları bildiriliyor.

İran Kızılayının tıbbi malzeme taşıyan araçlarının silah ulaştırmada da kullanıldığı belirtilen mesajda, İran Kızılay çalışanlarının İran`da, Lübnan`a giden uçaklarda tıbbi malzemenin yanı sıra füzeler gördükleri kaydediliyor.

İranlı haber kaynağına göre, Lübnan`daki İran Kızılay hastanesinin kontrolü daha sonra Şii hareketin lideri Hassan Nasrallah`ın isteğiyle Hizbullah`a devredildi.

İsrail ve ABD, Tahran`ı, Lübnan`daki Hizbullah hareketine ve militanlara silah ve mali destek sağlamakla suçluyor.

Kaynak: AA

Wikileaks Belgeleri Yayınlandı - Yorumlar

YORUMLARINIZI PAYLAŞIN

 

Yapılan Yorumlar

BENZER İÇERİKLERİlginizi çekebilecek diğer içerikler

Miraç Kandili kutlandı

Miraç Kandili kutlandı 06 Haziran 2013

SOSYAL MEDYADA BİZSitemizin sosyal medya hesapları

RASTGELE İÇERİKLER

Web Sohbet Güncellendi Sıkça Sorulan Sorular BELLEKTE SAKLANAN .DLL’LERİN SİLİNMESİ Çocuklarının Babasıyla Nişanlandı Yüksek tansiyonun kontrol altına alınması şart Sana Seni Yazıyorum Helâl internet dönemi!

FACEBOOK'TA BİZ

Hoşgeldiniz

kelebek.gen.tr – kelebek mirc - Tüm Hakları Saklıdır