Kahkaha

Bayıldım

Cool

Kızgın

Mahcup

Öğretici

Şaşkın

Suskun

Tatlı

Üzgün

Süper

Merhabanın hatrı

Ana Sayfa » Serbest » Hikayeler » Merhabanın hatrı
Merhabanın hatrı

Toprak temizdi.

Gökyüzü ve hava temizdi. Bize sundukları da. Biz de temizdik.

Pazardan peynir almak risk değil, sokak satıcıları dosttu. Onlarla selamlaşıyorduk.

Merhabanın hatırı vardı.

Hijyen, kalite ve garantinin belgesi işte bu merhaba idi. Sütçümüz, yoğurtçumuz, sebzecimiz vardı. Hal hatır sorduğumuz, hangi zeytinden hoşlandığımızı bilen, iyi peynirden bizi haberdar eden bakkalımız vardı.

Şimdi. Şimdi potansiyel tehlike olarak görüldüğümüz ve üstümüz arandıktan sonra girdiğimiz süper marketlerin on binlerce çeşidinin arasında ”merhaba”dan mahrum alış veriş yapıyoruz.

Labirentin içinde raflarda şekiller, mesajlar ve imajlar var.

Reklâmlar bizi zaten kodlamıştır önceden; algılıyor ve alıyoruz. İsminin başında hiper, süper ve mega gibi sıfatların bulunduğu mağazalarda, oraya ne kadar çok giderseniz gidin, güvenlik görevlileri, reyon sorumluları ve kasiyerlerle muhabbet kuramazsınız. Market arabalarıdır orada size en çok tanıdık gelen.

İnsan bazen laf atmak ister ”işler nasıl gidiyor” veya ”hayırdır bugün sol ön tekerin gıcırdıyor” diye. İnsanın hayatında kalabalıklar çoğaldıkça, yalnızlıklar da çoğalıyor. Bakkalların gidişiyle, sokakların ruhu da gitti.

Ve lezzetler de gitti. Yılın on iki ayı muhteşem görüntüsüyle arzı endam eyleyen sanal domatesler gibi. Domates mevsimini kaybettiği günden beri, çok şeyi kaybettik. Hâlbuki domates önemlidir. Mevsimi bittiğinde gidişine üzülmek, yokluğunda özlemek zamanı geldiğinde kavuşmaya sevinmek çok önemlidir. Kokusu çok önemlidir. Yöresi ve lezzeti de. Her yöre bir başka domates, bir başka domates lezzeti demektir. Artık yörenin adı; sera.

Sadece domates mi? Ekmek mesela. Ekmek, ekmek gibi kokmuyor. ”Bir dilim ekmek” anlamını yitirdi. Ekmeği kesemiyorsunuz. Gerçek bir dilim gibi bir dilim çıkmıyor. Vitaminlerle şişirilmiş, kuş gibi hafif ve lezzetsiz.

Çay mesela. Çay, çay gibi kokmuyor. Seylanla Türk çayını, tomurcukla çay çiçeğini karıştırarak formüller üretiyor ve telef oluyoruz.

Evet. Şimdi, brokoliyle tanıştık, dört mevsim domatesle ve daha neler neler.

İmkânlar arttı, çeşitler arttı. Şimdi her şey her zaman var. Ama bu hengâmenin, bu hayat düzeninin neticesi hamburgerle baş başa kalışımızdır.

Şimdi her şey, her zaman var ve her şey kıymetsiz.

Bir süper marketten alışveriş yapmaya çalışmak, sevdiğiniz birini bulamayınca telesekretere not bırakmak gibi aslında. İkisinde de muhatabınız yok, içinizden konuşursunuz; sizi duyan olmaz.

Bu çağın cilvesi herhalde. Kalabalıkların içinde yalnızlığı yaşamak ve bundan keyif almaya çalışmak. Ama vakumlu, dondurulmuş, hijyenik ve ambalajı güzel hayatımızda eksik bir şeyler var. Önemli bir şeyler.

Domatesin tadı gibi. Bir merhabanın hatırı gibi…

Merhabanın hatrı - Yorumlar

YORUMLARINIZI PAYLAŞIN

 

Yapılan Yorumlar

BENZER İÇERİKLERİlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sınav hakkında

Sınav hakkında 24 Aralık 2010

Yaşamın hikayesi

Yaşamın hikayesi 24 Aralık 2010

Dört kelebek

Dört kelebek 22 Aralık 2010

Gerçek arkadaş

Gerçek arkadaş 14 Eylül 2010

SOSYAL MEDYADA BİZSitemizin sosyal medya hesapları

RASTGELE İÇERİKLER

Web Sohbet Güncellendi ADIM GİBİ BİLİYORUM Bilişim Sistemine Girme Suçu Nasıl İşlenir Ayakla çalışan mouse Vatan notebook mağazalarında kampanya Aile içinde tecavüze uğrayan küçük kız Baş ağrısı beyin tümörü belirtisi olabilir!

FACEBOOK'TA BİZ

Hoşgeldiniz

kelebek.gen.tr – kelebek mirc - Tüm Hakları Saklıdır